Tuesday, 3 January 2012

2011'in Bendeki Fotografları / The Photos of Year 2011 in Me


Bir arkadasim, 2011'in tum tanidiklari icin kotu bir yil oldugunu soyledi az once telefonda.

Benim arkadaslarimin hepsi icin boyle olmadi. Belki benim icin de.

2011'in en guzel haberleri aramiza yeni katilan bebeklerdi. Atlas, annesinin yıllardir hayal ettigi ismiyle Eylul'de, tanidigim en birbirine bagli ve izlemesi en eglenceli ciftin, beni hic yalniz birakmamis arkadaslarim Can ve Beril'in bebegi olarak dunyaya geldi. Beni en cok etkileyen henuz minicikken gecirdigi ameliyata ve dikislerine ragman kucagimda huzurla durusu oldu. Simdi hayata bol bol disetlerini gostererek guluyor. 

Inci ve Serkan, Emre'nin gelisi ile anne-baba ve karı-koca oldular. Emre'nin hastane odasındaki kalabaligi ve o icten ailesi beni o gun cok etkilemisti.
Geldiklerine hala inanamıyorum. Onlar için ördüğüm hırkalara kısa zamanda sığmaz oldular.
Bir de hic gormedigim, uzaktan ilk kez varligini ogrendigimde sorumlulugunu hissettigim bir kız çocuğu var. Ona hırka dahi öremedim bu uzaktan ilişkide. Ama ismini hep sevdim.

Kayiplar, acilar ve hastaliklar da vardi sevdiklerimde. Eski erkek arkadasim en ait oldugu yakınlarını, onu buyuten annesi, dedesi ve anneannesini bir trafik kazasında kaybetti. Tıpkı uzaktan dunyaya gelisini takip ettigim bebek gibi, uzaktan veda ettim onlara, helallestim. Gecen hafta aldigim bir telefonla evine davet edildim artik ait olmadigim ailenin. Vefat eden annenin evinden bir hatira seçmek icin. Uzaklar ne yakın bazen.

Bu blogdaki ismi ile H, tanidigim en iyi evlat olarak, cok uzun bir suredir hastalıgiyla mucadele veren annesini hic ama hic birakmadi. 2011 de en etkilendigim resimlerden biri de onu annesiyle son gordugumde, 3 yasinda caresiz bir bebek gibi annesinin hasta ve yorgun bedenine arkadan sarilmis vaziyette hastane yatagindaki resmidir. Dualara inaniyorum ve sadece dua edebiliyorum "kucuk kardes" icin.

Saldirilar da oldu. 2011'in en sansayonel haberleri arkadasim Derya'nin hakli ciktigi ve karsi tarafin dolandiriciliktan 4 yil ceza yedigi durusma cikisinda, suclu ve guclu taraf yakinlari tarafindan saldiriya ugramis olmasi, eve gelince yolunan saclari dokulur korkusuyla olayin sokunu dus alarak bile uzerinden atamamasiydi. Bir de Hayrettin'in yabanci bir sehirde otel odasindan calinan esyalari var tabi.

Ben, bu yil, bir saldiriya ugramadim, ailemden agir bir hastalikla ilgilenmedim. Bu yildan geriye, bende bu sevgiyle orulu o incecik tul kalacak. Inceceik yontemlerle korundum, kollandim, sevildim.


Aklimdaki en güzel resimlerden biri doğumgunumden bir gun once bana kosmus hande, oguz, annem ve ablamla, hayatimda zorlanmis oldugum o cok zor yasin doğumgünü pastasiyla olan resmim ve bana getirdikleri o çok değisik ve özel hediye. 


Hayatima bu yil rengarek, binbir dokuda ve desende kumaslar, kumaslar, kumaslar, fermuarlar girdi. Her hafta kosup yeni gelen mallara bakabilmek icin cumartesi gununu iple cektim. Cogu zaman kahvalti etmeden kosarak gittim. En sade ama en tatli keyfim isim bitince yedigim peynirli gozleme ve cay oldu. Bu keyfi beni ziyarete gelen dikis ilahem Joseffa ve tum sonbahar boyu her hafta biraraya gelip dikis diktigim Derya ile de paylasabildim ara sira. 5 yasindan beri hayalim dikis, bana yeni dostlar kazandirdi. 2011'in en sevdigim resimlerinden biri, halkegitimdeki dikis sinifimdaki ev hanimi ve emekli buyuk ablalarim ve dikis ogretmenime sarilmis oldugum, kursun son gunu bulustugumuz parktaki o fotograf. Emre bebegin ve Atlas'in tum dikis projeleri hala beklese de.. dikiş makinem, radyom, kedilerim ve ben cok mutluyduk geceleri.

60 yas ustu yepyeni ve beraberliklerinde bambaska bir dunyayi araladigim yeni arkadaslarim oldu gecen yil. Ilkokul arkadaşlarımı, çoğunu cismen hatırlamadan yeniden bulduğum bir yil. Ne farklilasmis hayatlarimiz.

Gecen Aralık ayında, Hayrettin'in bilet sponsorlugunda yilbasi gecesi Bahreyn yolculugundan dondugumde aklimdaki en son sey evde yeni bir kediydi. 2011'in en yumusacik ani, 2 aylik yavrunun, ben ucus yorgunlugu ile uzandigim yatagimda onunla ne yapacagimi dusunurken, yanima gelip gogsume dayanip annesinin gogsunden emer gibi havada ellerini yukari asagi iterken, tikali burnunun fisirtisiyla uyuyakaldigi o sahneydi. Pampus kisa surede kendini Thomas'a bile sevdirerek evimizin yeni bireyi oldu. 3'e karsi 1 yasamim cogunlukla komik yine de.. ara da.. eski ust kat komsumuzun zeytinyagi tenekesini yere devirmis yaramaz ogullarina bagirdigi gibi bagirirken buluyorum kendimi. 


Bu yil benden hep duydugunuz isim Bob oldu. Yaptirimsiz, bagimsiz, zevkli, paylaşımım cok olduğu kisiydi Bob. Hayrettin onu tanımış olduğu ilk 24 saat icinde benimle paylaştığı için onu cok comert buluyorum. Hayatlarımızda hep bir sandalyede orada bir köşede duran, sanki orada yokmus da biz devamli tehdidiyle yasiyormusuz zannettigimiz gerceklere bakma cesareti konusunda bir ilham kaynagi oldu. 2011deki fotograflarimin cogu bu, gercegin tam gobeginde beraber cok gulup cok eglenebildigim renkli adamla oldu. Yazin ciplak ayaklarla ilk ondan dinledigim banjosu elinde, ya da beraber saz caldigi arkadaslariyla kışın onun ördüğü yün çoraplarımızla onu muzikte de buldum ve hayranlıkla dinledim. Yeni örgu dostlari da sundu bana Bob, ve elbette.. kendi kendime debelendigim Yunanca ile ilgili kocaman bir kapı açtı. Bir Karadeniz lokantasında karşılaştığımız Yunanlı dostumuz Nikos ile böylece tanıştık. Ve bu çok özenli mühendisin arkasindaki o grupla: Hava Baba sadece sali aksamlarimiz icin değil, Istanbul'a  bakışım icin de cok guzel bir alternatif oldu. Bir kursa basladim ve sadece duydugum, anlamini bilemesem de birinden digerini ayirdetme zevkini yaşadığım Yunanca kelimelerim oldu. Simdilerde kıvrana kıvrana kurduğum yunanca cümlelerim.. Bir sevgiliden geri alinmis bir mülk gibi bu ulke ve dil benim icin. En zevkli resimlerden işte  o cok sevdigim ilk yunanca sınıfımla girdigim sinavdan onceki kalbimde o sinav korkusu ve öğrenciliği yeniden tattığım sınıf arkadaslarımla beni birlestiren o güne ait resimler.


20 yildan uzun suredir görrmediğim şefkatli koynunu anneme benzettiğim Türkçe öğretmenimle yıllar sonra yeniden, yine bir dil bahanesiyle bulusuyor olduk. Hayattan ve herkesten uzak bir masaydi o her hafta bulustugumuz masa. Çok şeyi taşıdı, hayatlarımızdan. Ondan ve benden incecik iplerle baglanmis ağirligi taşıdı. Ayse Hocam bana o kendi lüksünü kendi yaratmış,kendine has dişiliğinde parmakları,  ve özlediğim yüzükleriyle osmanlıca yazı çalıştırdı. Hala yazıyı tam olaraksökememiş olsam da bu işe bulaşmis olmak beni cok mutlu ediyor. Yunanca ve Osmanlıca yaşadığı sehrin derinlikleriymiş şimdi hissediyorum. Bol bol o kimsenin gormediği anlasılmaz eski tabelalarda taştan oyulmus yazıları okumaya çalışıyorum.


Thalassa.. yunancada sevdiğim kelimelerden biri. Denize gitmeğe cok hak gormemiş olduğum bu yılda, aslinda şimdiye dek hep çamaşır suyu gibi bulduğum "havuz" oldu güzel resimlerimden biri. Bir cok şifremi havuzlu yaptım bir sure. Havuzda bir gun, sarhoş bir gün, bir sabah bir gun.. Güzel ve hafif günler oldu çamasir suyuyla yıkanmış, sıradan günlerden, herkesten steril tutulmuş.


Grigoriy Myasoyedov - Congratulating Newly-Weds in Landowner's House


Belki annemin anlattığı gibi salaklıkla ve çok basit, belki yazılanlar gibi anlaşılamaz, güzel ve karmaşık, o şeffaf kanatlar geçti ben hazir olunca bedenimden. Hayat guzeldi. 


Annem.. annem. Bu yıl en cok.. annem.

Bu yil malum, iş görüşmeleri ile sıkıntılı geçmiş gibi görünse de şimdi baktığımda bir daha fırsatını yakalayamayacağım, cok uzun zamandir gönlümden geçen yazi ile ilgili isleri de yapmis oldum. Buyuleyici bir kadinla tanistim bir is gorusmesinde. Bir yazar oldugunu bilmiyordum. Prensip sahibi ve onun kadar ilginc ortagi ile yaptigimiz gorusme sonucunda isleriyle ilgili tek kelime bilmememe ragmen beni ise aldilar. Bu macera 3 hafta kadar kisa sürdüyse de gördüğüm en ilginç ve sevimli is ortakligi kalacak aklimda. Bir de tabi o uçak hangarı ve hep yakınında olmak istediğim dev uçaklar.


Ama yine.. en çok... o kelimelerle nakşedilmis o güzel dünya: çeviri. Hele Bob'dan gelen o muzik albümleri ile ilgili nefis metinler

Nefis derken o universite ogrenciligimden beri tanıdığım eski/antika dukani Mamati'yi ve eglenceli mezatlardaki "delilik" dostluklarini unutmamam gerekir. 



Hicbirseyle degil, universite 2'den beri kimseden para almamis, kendi hayatimi kendim finanse etmis olusumla gurur duyardim sessizce. Bir arkadasim bu duvari yikmak icin olmus olabilecegini soyluyor yasadiklarimin. Hakli olabilir. Ben kabul etmeyi ogrendim bu yil. Cuzdanıma gizli konmus paralari. 
Bir de ortaokul arkadasim Pinar'in duyarlılık ve comertlikle benimle paylastigi ceviri ajanslari var tabi. Kİst tedavisi icin aldigim ilaclarin yarattigi migren agrilarinin golgesinde cogu zaman gozlerim zorlukla gorurken kelimlerden ordugum o dunyayi cok sevdim. Aklima simdi bir paragrafini Hayrettine sutladigim sabah yetiştirmem gereken o hukuk sözleşmesi geliyor gerçi ve ürperiyorum.
Geçen yil taşındigim annemlere ait evimi sıklıkla kendim temizledim. Baslarken sıkıcı ve isteksiz sonra muthis gurur ve zevk veren bir is bu.

Yilin son gunlerinde bir iş teklifi aldim ve ilk o en yakinimdakilerle paylasmadan once, annemi ve ablami aradim. Cok uzun zamandir bir mesafede birbirimizi üfleyerek yediğimiz ablamın telefondaki sevincinde, özledigim o eski "abla"mı buldum: benim icin ve hep orada ve benden buyuk yol gosterici. Çocukken annemin plaklarini gizlice dinleme sucunda cesaretlendirici lider kişilik, cocukluk hayatimi anlamaya çalışırken varlığımın diğer yarısıi 


Bu yıl mutlulukla girdim yılbaşına. 

Simdi geriye dönüp baktigimda dolu dolu, ne dolu bir yıl olmuş.  Çoğu zaman sessiz gunlerimin sukunetinden anlamamisim.

Yeni öğrendigim harfleri eski yilin. Yüzlerce yıllık eski alfabelerin bende yeni harfleri . Hep orada duran gündelik kabul dolu sıradan hayat, bana ne yeni.

Related Posts with Thumbnails